Sahte Sigortalılığın Tespiti ve Sonuçları

Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamasında bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılmışlardır. sosyal güvenlik mevzuatı açısından sosyal sigorta yardımlarından sigortalılar ile bunların eş ve çocukları ve sigortalıların ölümlerinde bu kanuna göre hak sahibi olan kimseleri yararlanırlar.
Sosyal güvenlik yasalarına göre çalıştırılanlar, işe alınmalarıyla kendiliğinden ‘sigortalı! olurlar. Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümleri sigortalının işe alındığı tarihten başlar. Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamaz.

Bir kimsenin SGK yönünden sigortalı sayılabilmesi için; 1- İş ilişkisinin kural olarak hizmet akdine dayanması,
2- Hizmet sözleşmesinin çalışana yüklediği iş görme borcunun işverene ait işyerinde veya işveren tarafından görevlendirilen yerde görülmesi,
3- Sigortalı sayılmayan kimseler arasında yer almama,

Koşullarının hep birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Belirtilen üç koşuldan birinin eksikliği halinde 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalılıktan söz edilemeyecektir.

Buna karşılık, 5510 sayılı Kanunda belirtilen yardımlardan yararlanabilmek için, çalışmalarının gerçek ve eylemli olmamasına rağmen sigortalı hizmet bildirimlerinin olduğu da bilinmektedir.

SGK tarafından böyle bir şüphe, duyum veya ihbar alındığında bu durumun tespiti için Kurumun kontro ve denetime yetkili memurları tarafından gerektiğinde işyerinde yerel denetim yapılması, adına sigortalı hizmet bildirilenlerin ifadesinin alınması, bordro tanıklarının (işyeri çalışanlarının) ifadesinin alınması, işyeri muhasebecisinin ifadesinin alınması, işyeri mahallinde ve sigortalının ikamet bölgesinde çevre araştırması yapılması, işyeri kayıt ve belgelerinin incelenmesi ve işveren ifadesi gibi yöntemlerle tespitler yapılır.

Tespitlerin değerlendirilmesi sonucunda sigortalı bildirilen kişinin çalışmalarının gerçek ve eylemli olmadığının yani sahte sigortalılığın saptanması durumunda,

a- Söz konusu kimse adına Kuruma bildirilen sigortalı hizmetleri ve eğer ilk tescil ise sigorta sicil numarası iptal edilir.
b- Sigortalı bildirildiği dönemdeki aylar itibariyle, işyeri kayıt ve belgeleri Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca geçersiz sayılarak her bir geçersizlik hali için ayrı ayrı idari para cezası uygulanır.
c- Sigortalı hizmet bildirilen kişi veya bakmakla yükümlü olduğu kimseler için yersiz olarak yapılmış masraflar işverenden/sigortalıdan müştereken tahsil edilir.
ç- Gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi nedeniyle sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur.
d- Ödenen primler iade edilmez. Borçlar Kanunun 65 inci maddesi uyarınca Kuruma irat kaydedilir.

Sahte Sigortalılığı Dindeki Yeri

Bu konunun dinimizdeki yerini geçenlerde bir müftüye sordum. Dedim ki Müftü Bey, "vatandaş diyor ki: sigortalı gösterdiğimiz kişinin, nasıl olsa primini ödüyoruz ya, bunun neresi günah" diye kendini savunuyor. Müftü bey!in dediği şu: "Kanunda yasak olduğu ve cezai bir yaptırımı gerektiren her fiil dinen de helal-haram kavramı içinde değerlendirilir. Bu mevzuda da kanun bir yasak koyduğuna göre çalışmayan bir kişiyi sigortalı göstermek dinen de caiz değildir. Kanunu, kurumu ve kişileri atlatabilirsiniz ama vicdanınızı ve mutlak hesap soran Yaratıcıyı atlatamazsınız." Bizden söylemesi.
4/a-4/b Çakışmasında Yeni Milat: 01.03.2011 Oktay YILDIZ adlı bir okurumuz şöyle diyor: "Bir türlü cevabını bulamadığım bir konuda sizin bilgi ve deneyiminize başvurmak zorunda olduğumu hissettim."

Benim SSK numaram ile ödemelerim yapılıyor. Ayrıca şu anda Vergi Dairesinde re!sen kapalı görünen bir şirketin ortağı olduğumdan dolayı da Bağ-Kur borçlusu görünüyorum. (Bu şirket Ticaret Odası!ndan kapatılmış değil) Bağ-Kur numaram da mevcut.

Sorunum Şu : Halen çalıştığım firma tarafından yaklaşık 9 aydır SSK üzerinden ödemelerim yapılıyor, Bağ-Kur tarafında ise borç yapılandırmaya gittiğimde geçen ay bile borç işletildiğini öğrendim.

Hem SSK'ya ödeme yapılırken hem de Bağ-Kur'a borçlanıyor olmak mümkün müdür? Borç yapılandırma süresi bitmeden ne yapmam gerektiği konusunda beni aydınlatabilir misiniz.

Sevgili okurumuz,
  • Şirket ortaklığınızdan dolayı 01.10.2008 tarihinde başlayan Bağ-Kur sigortalılığınız 01.03.2011 tarihine kadar geçerlidir.
  • 12.06.2010 tarihinde başlayan SSK ödemeleriniz 01.03.2011 tarihine kadar geçersiz sayılacaktır.Bu ödemelerinizi 5458 sayılı Kanunun 16. maddesi gereği Bağ-Kur aktarttırabilirsiniz.
  • Bağ-Kur sigortalılığınızın kapatılması içinde 01.03.2011 tarihinden itibaren SSK'lı (4/a) çalıştığınıza ait belgeniz ve dilekçeniz ile Bağ-Kur dosyanızın bulunduğu Sosyal Güvenlik Merkezine başvurmanız gerekmektedir.
  • Ayrıca en son olarak resen kapanan Şirketinizi Ticaret odasından ve sicil den de kapatmanız gerekmektedir.

SSK Sorgulama - Bağkur Sorgulama - SGK Sorgulama