SGK Düzeltti, Yönetmenlik Hükümleri Değişti

Sevgili okurlar kural olarak, ölen sigortalının hak sahiplerine gelir ve aylık bağlanması ile bu gelir ve aylıkların durum değişikliği hâllerinde artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden(01.10.2008) önce ölen sigortalılar için mülga kanun hükümleri, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalılar ile gelir veya aylık almakta iken bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ölen sigortalının hak sahipleri için de 5510 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaktadır.

Yürürlükteki 5510 Sayılı Yasanın 54. maddesine göre bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda; hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı, bağlanmaktadır.

Ancak geçtiğimiz aylarda Yargıtay SSK'lı(4/a’lı) dul bayanın hem eşinden hem de babasından aylık bağlanmasına karar vererek bu kuralı bir bakıma delmiş oldu. Anayasa Mahkemesinin sosyal güvenlik mevzuatı ile ilgili değişik tarihlerde verilmiş kararları incelendiğinde görülecektir ki Yüksek Mahkemenin(AYM) sosyal statüleri ve aktüeryal dengeleri koruyucu kararlar verdiği anlaşılacaktır.

Eski adı ile SSK 06/08/2003' ten önce Bağ-Kur'dan veya Emekli Sandığından eşinden aylık alanlara anne veya babasından aylık ödemiyordu. Daha sonra bunların farklı kanunlar olduğunu göz önünde bulundurarak geçici 91. Madde ile Bağ-Kur'dan veya Emekli Sandığından, kendi çalışmaları nedeniyle emekli aylığı alınması hariç her iki kanundan da aylık ödemeye başladı. Ancak geçici 91.madddeyle de daha önce kestiği aylıklar nedeniyle çıkarılan borçları geri almayacağını düzenledi.

Yargıtay da 506 sayılı kanunun Geçici 91 inci maddesindeki "6 Ağustos 2003'den önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların, evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz, bunlardan yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları, kesme veya durdurma tarihi itibarıyla talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır" şeklindeki düzenlemeyi dikkate alarak hak sahibini haklı bulmuş ve her iki aylığın da ödenmesine karar verdi.

506 sayılı Kanunun 68 inci Maddesinde; Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıkların, bunların Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir ve aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesileceği, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanın ödeneceği hükmü bulunmaktadır. Yani 4/a'lı olan eşleri veya anne ve babaları 2008 Ekimden önce vefat eden bayanlara bu aylıklardan yüksek olanı ödenmektedir. Bunun sebebi de yukarıda belirttiğimiz 54. madde hükmüne göre SGK'dan hem eşinden hem de anne veya babasından aylığa hak kazanlara bu aylıklardan sadece birini tercih edebileceği hükmü getirilmesinden kaynaklanmaktadır.

Yargı Kararı Sonrası Yönetmelik Hükümleri Değişti

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin Geçici 4. maddesine göre 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce birden fazla dosyadan gelir veya aylık alınması durumunda, Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni dosyadan gelir veya aylık alınmasına hak kazanılması hâlinde, yeni bağlanacak dosyadaki gelir ve aylık miktarı da dâhil olmak üzere mukayese yapılarak en düşük miktarlı dosya kapsamdan çıkarılır ve kalan dosyalardaki karşılaştırmalar Kanunun 54 üncü maddesine göre yapılır.

(Ek:RG-17/4/2012-28267) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki sigortalıların hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıklarında bir veya iki hak sahibi için ödenecek alt sınır aylıklarının sigortalının aylığından fazla olması halinde, sigortalının aylığı, tamamı dağıtılacak şekilde hak sahiplerine hisseleri oranında ödenir.

Aylık ve gelirlerin birleşmesi
Yönetmeliğe eklenen geçici 31. madde:(Ek:RG-17/4/2012-28267)
"(1) İştirakçiliği Kanunun yürürlük tarihinden önce başlayan, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerinin Kanunun yürürlük tarihinden önce;

a) Bir dosyadan gelir veya aylık almakta iken Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni bir dosyadan gelir veya aylığa hak kazanması halinde; eski ve yeni sigortalılık halinin aynı olması durumunda Kanunun 54 üncü maddesi, farklı olması durumunda ise Kanunun yürürlük tarihinden önceki kanunların mülga hükümleri uygulanır.
b) Birden fazla dosyadan gelir ve aylık almakta iken Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni bir dosyadan gelir ve aylığa hak kazanması halinde, yeni bağlanacak dosyadaki gelir ve aylık miktarı da dahil olmak üzere (a) bendinde belirtilen şekilde mukayese işlemi yapılarak en düşük miktarlı dosya kapsamdan çıkarılır.

(2) (a) ve (b) bentlerine göre yapılan değerlendirme sonucunda, tercih durumları hariç olmak üzere sigortalı ve hak sahiplerine ödenecek gelir ve aylıklara ilişkin dosya sayısı ile gelir ve aylık miktarı, Kanunun yürürlük tarihinden önceki dosya sayısı ile gelir ve aylık miktarının altında olamaz."

Aslında madde gerçekten izahı zor ve detaylı açıklamayı gerektiriyor ama biz kısaca belirtecek olursak; 01.10.2008 tarihinden önce eş ve ana/baba üzerinden aynı kanundan(veya statüden) hak sahipliği var ise tercihe göre tek aylık; statü farklılığı var ise iki aylığa da hak kazanılabilecektir. Yani hem kocası 4/a’lı hem de ana/babası 4/a’lı ise tek aylık; kocası 4/a’lı ana/babası 4/b’li(ikinci durumda tersi de geçerlidir) ise iki aylığı da alabilecektir.

Not: bu yazıyı hazırladığım tarih ne tesadüftür ki 27/Nisan’a denk geldi. Biz 2007’de malum e-muhtıra verildiğinde, sosyal güvenlikle alakalı yazımızı yarıda bırakıp, "Dik Durma Zamanı” demiştik. Bugün gelinen noktada haklılığımız bir kez daha görüldü. Eğer o gün dirayetli bir duruş sergilenmemiş olsaydı(birilerinin yaptığı gibi şapkayı alıp gidilse idi) darbecilerden hesap sorabilir bir aşamaya hiçbir zaman gelinemeyecekti. Burada 12/Eylül referandumunun sonucunun da çok ama çok etkisi olduğu gerçeğini göz ardı etmeden darbe heveslilerinin hesap verir bir aşamaya gelinmiş olması ülkemiz ve demokrasimiz açısından tarihe düşülecek ve bizlerin çocuklarımıza gururla anlatabileceğimiz güzel günleri yaşadığımızı bir vatandaş olarak ifade etmek isterim.