SGK denetimleri sürüyor

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Fatih Acar, hastanelerde uyguladıkları denetimler hakkında bilgi verdi. Bazı illerde gerçekleştirdikleri denetimlerde ilginç olaylarla karşı karşıya kaldıklarını belirten Acar, bir özel hastanede bir doktorun günde 250 reçete yazdığını tespit ettiklerini söyledi.

Sağlık alanında yapılan çalışmaları ve tespit ettikleri suistimalleri anlatan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Acar, bir özel hastanede bir doktorun günde 250 reçete yazdığını dile getirdi

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, bazı illerde gerçekleştirdikleri denetimlerde ilginç olaylarla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, bir özel hastanede bir doktorun günde 250 reçete yazdığını tespit ettiklerini söyledi.

Acar, Sağlık Bakanlığı, SGK ve Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları (OHSAD) iş birliğinde Antalya'daki bir otelde düzenlenen "Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları-3" başlıklı toplantıda, Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve sağlık teminat paketinde yapılan düzenlemeler hakkında bilgi verdi.

SGK olarak sağlık hizmetlerinin verimli bir şekilde sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla 2007 yılından bu yana sağlık giderleri alanlarında yeni düzenlemeler yaptıklarını belirten Acar, devrim niteliğinde atılımlar gerçekleştirdiklerini söyledi. Ancak zaman zaman hastanelerde hasta tedavilerinin faturalandırılması konusunda suistimaller yapıldığını ileri süren Acar, "Her toplantıda bu suistimallerden bahsetmekten ben de rahatsızlık duyuyorum. Umarım önümüzdeki yıllarda bu konulardan hiç söz etmeyiz. Ancak sayıları az da olsa, suistimallerin yapılması bizi ve sizleri rahatsız etmekte." dedi.

Acar, suistimaller arasında verilmeyen sağlık hizmetinin kuruma fatura edilmesi, GSS'ye dâhil olmayan insanların tedavilerinin Kuruma fatura edilmesi, acil olmadığı halde hastaların acil sağlık hizmeti alması, usulsüz raporların düzenlenmesi, doktor, ilaç firması ve eczane arasındaki menfaat ilişkisinden doğan ilaç israfı, hastalardan gereksiz yere ilave ücret alınması, gereksiz ilaçların reçete edilmesi gibi sorunlarla karşılaştıklarını belirtti.

Gerekli tedbirler alınıyor

Bu yanlış uygulamalara karşı da gerekli tedbirleri aldıklarını anlatan Fatih Acar, bunlardan birinin de e-reçete uygulaması olduğunu söyledi. E-reçete için kurum olarak altyapı çalışmalarını tamamladıklarını dile getiren Acar, "Hekimin tedavi ettiği kişiye yazacağı reçeteleri kâğıt üzerinde değil, elektronik ortam üzerinde yazmasını sağlayacağız. Böylece, reçete üzerinde yapılacak usulsüzlükler önlenecek." diye konuştu.

Acar, uygulamanın Eskişehir'de başlatıldığını ve 1 Temmuz'dan itibaren de tüm Türkiye genelinde gerçekleştirileceğini ifade etti.

Muayene edilmeyen hastaların muayene edilmiş gibi gösterilmesi konusunda da avuç içi damar izi okuma yöntemini geliştirdiklerini anlatan Fatih Acar, muayene edilen hastaların damar izlerinden tanınacağını ve muayene edilmeyen hastaların muayene edilmiş gibi gösterilmesinin önüne geçileceğini kaydetti. Acar, bu konuda gerekli altyapının mevcut olduğunu ve temmuz ayında uygulamaya başlayacaklarını bildirdi. Özel hastanelerde de bu uygulamayı zorunlu hale getireceklerini belirten Acar, bir an önce hastanelerin bu konudaki altyapılarını oluşturmalarını istedi.

Risk odaklı denetim modeligelecek

SGK Başkanı Acar, yeni düzenlemelerle ilgili olarak hastanelerde farklı denetim modeli geliştirdiklerini kaydetti.

Denetimlerde önceden klasik metotlar kullandıklarını anlatan Acar, "Artık denetimlerimizi risk odaklı model üzerinden gerçekleştireceğiz. Burada en çok reçete yazan doktorlar kimler, en çok yazılan ilaçlar hangileri, hangi doktorlar tarafından yazılıyor, en çok hangi eczanelere reçete gidiyor, en çok tetkik ve tahlil yapan hastaneler hangileri, en çok işlem gören ilk 10 branş hangileri ve hangi doktorlar tarafından yapılıyor, bu ve buna benzer kriterleri değerlendireceğiz. Risk oluşturan faktörleri belirleyip, bunlara odaklı bir denetim modelini uygulayacağız." dedi.

Bu uygulamayı bazı illerde gerçekleştirdiklerini belirten Acar, denetim modelinin kısa süre içinde tüm ülke genelinde yaygınlaşacağını bildirdi. Denetimlerin de bir defa değil, her ay yapılacağını vurgulayan Acar, hastanelerde yapılan her işlemin 81 ildeki kurum temsilcileri ve merkezdeki 70 müfettiş tarafından inceleneceğini söyledi. Amaçlarının ceza kesmek olmadığını ifade eden Acar, "Amacımız, suistimalleri ortadan kaldırarak sağlık hizmetlerinin verimli bir şekilde sürdürülebilirliğini sağlamak." diye konuştu.

"Bir doktor her gün 250 reçete yazabilir mi?"

Bazı illerde gerçekleştirdikleri denetimlerde ilginç olaylarla karşı karşıya kaldıklarını anlatan Acar, bir özel hastanede bir doktorun günde 250 reçete yazdığını tespit ettiklerini kaydetti. Bunun mümkün olamayacağını vurgulayan Acar, "Elde ettiğimiz ilginç bulgular var. Bir doktor her gün 250 reçete yazabilir mi, ama yazmış. Hadi bir gün yoğun olur, yazılır, ama her gün de bu kadar reçete yazılmaz. Gereği neyse yapalım." dedi.

Ayrıca, yoğun bakım ünitesi olmayan 94 özel hastanenin de yoğun bakım işlemi yapmış gibi toplam 4 milyon 72 bin TL'yi kuruma fatura ettiğini ileri süren Acar, 14 kuruluşta da, gelen her hastaya en az bir MRG ya da tomografi çekildiğini tespit ettiklerini söyledi. Bunun faturalandırmadaki suistimalin yanı sıra sağlık açısından da insana zarar verdiğini ifade eden Acar, "Bir bilim insanımız tomografi ya da MRG çekimlerinin insan vücuduna zarar verdiğini belirtiyor. Yazıktır, günahtır. Kendi neslimizi, kendi insanlarımızı sağlığa kavuşturma adı altında sağlıktan eden uygulamalara da neden olmaktadır. Lütfen gereksiz tetkik, tahlil yaptırmayalım, tomografi, MRG çektirmeyelim hastalarımıza." diye konuştu.

Sağlık alanını bir bütün olarak değerlendirdiklerini ve devlet, üniversite ile özel hastaneler arasında ayrım yapmadıklarını kaydeden Acar, üç sağlık kuruluşunu da yaşatmak için çalıştıklarını bildirdi.

Türkiye'nin sağlık konusunda diğer ülkelere göre çok iyi konumda olduğunu vurgulayan Acar, ancak sağlıktaki verimliliğin sürdürülebilir olması için de ilgili kurumların iş birliğine ihtiyaç duyduklarını belirtti.

Yüz nakli fiyatlandırma kapsamında

SGK Başkanı Fatih Acar, Türkiye'nin ilk yüz naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibinin başarılı çalışmasının ardından yüz nakillerini de ödeme kapsamına aldıklarını söyledi. Prof. Dr. Ömer Özkan'nın belirttiği fiyata yakın bir fiyatlandırma yaptıklarını belirten Acar, "Ömer Özkan ve benzeri bilim insanlarımıza çok fazla değer vermemiz, önlerini açmamız ve uzman sayısını artıracak politikalar koymamız gerekiyor." dedi.

Kurum olarak Türkiye'yi sağlık konusunda cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflediklerini anlatan Acar, yatırım yapan, işini düzgün yapan, kurallara uyan, düzgün çalışan özel sağlık hastaneleri ile her zaman iş birliği içinde olacaklarını, kuralları ihlal eden özel sağlık hizmeti sunan hastanelere ise asla taviz vermeyeceklerini bildirdi.

Tedavi harcamaları yüzde 155 arttı

Fatih Acar, 2002-2011 yılları arasında yapılan sağlık harcamalarıyla ilgili de bilgi verdi. Sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması sonucu hastane ve doktora erişimin kolaylaştığına işaret eden Acar, "Hekime müracaat sayısı 2002 yılında 2; 2010'da 7,3; 2011'de de 8'e ulaştı. 2011 yılında kamu sağlık harcamaları 2002 yılına oranla nominal yüzde 354, reel yüzde 91 artışla 45,1 milyar TL olarak gerçekleşti. Tedavi harcamaları ise 2011 yılında 2002 yılına göre nominal yüzde 507, reel olarak da yüzde 155 artış kaydederek 25,5 milyar TL olarak gerçekleşti." bilgilerini verdi.

Geçtiğimiz süreçte, bütçeden özel sağlık hizmeti sunucularına ciddi bir pay ayrıldığını da dile getiren Acar, şunları kaydetti:

"Özel hastanelere yapılan ödemeler 2002 yılından bu yana nominal olarak yüzde 1066, reel olarak ise yüzde 390 oranında bir artış göstermiştir. 2011 yılı için sadece SGK tarafından özel sağlık hizmet sunucularına 5,6 milyar TL pay ayrılmış iken, 883 milyon TL bütçe aşımı ile toplam 6,4 milyar TL seviyelerine çıkmıştır. 2012 yılı için ise özel sağlık hizmetleri sunucularına kurum olarak 6,8 milyar TL bir bütçe ayırdık. Sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması ve sağlığa ayrılan bütçenin artırılması sonucunda sağlık hizmetlerinde sorun var diyenlerin oranı 2003 yılında yüzde 44 iken, bu oran 2010 yılında yüzde 17'ye düşmüştür. Sağlık hizmetlerinde memnuniyet oranı 2003'te yüzde 39 iken, bu oran 2010 yılında yüzde 73'e çıktı."