Eczacılardan 'Yıkıma Dur De' mitingi

Türkiye genelindeki çeşitli illerden gelen eczacı odaları üyeleri, eczacılık fakültesi öğrencileri ve eczacı teknisyenleri hükümetin ilaç ve eczacılık alanındaki politikalarını protesto etmek için Kadıköy’de "Yıkıma Dur De" adıyla miting düzenledi.
Avukat Sarıibrahimoğlu'nun başvurusunu inceleme kararı alan Avrupa Parlamentosu'nda vizesiz dolaşım için hukuki süreç başlatıldı. Sarıibrahimoğlu'nun başvurusu üzerine vize yasağı getiren Tüzüğün ilgili maddesinin iptal edilmesi durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği'ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak.

Avrupa Birliği'nin Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili Tüzüğün iptali için Avukat Selim Sarıibrahimoğlu, Avrupa Birliği Parlamentosu'nu markaja aldı. Avukat Sarıibrahimoğlu'nun başvurusunu inceleme kararı alan Avrupa Parlamentosu'nda vizesiz dolaşım için hukuki süreç başlatıldı. Sarıibrahimoğlu'nun başvurusu üzerine vize yasağı getiren Tüzüğün ilgili maddesinin iptal edilmesi durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği'ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak.

Türkiye'ye yönelik "vize sorunu" hukuki bir mesele olduğuna dikkat çeken Avukat Sarıibrahimoğlu, Ege Bölgesi, Samsun ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odaları, Kayseri Ticaret Odası ile Konya Barosu'nun da desteğini alarak, Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili Tüzüğün iptali için bir girişimlerde bulundu. Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili Tüzüğün iptali için bir girişimlerde bulundu.

Avrupa Birliği'nin Schengen Antlaşması ile kişilerin serbest dolaşımının sağlanması amacıyla vize uygulamasının kaldırılması yönünde düzenlemeler getirildi. Söz konusu düzenlemeler çerçevesinde, 539/2001 sayılı Tüzük çıkartıldı ve ülkeler "vizeye tabi olanlar" ve "vize uygulamasından muaf olanlar" olarak ikiye bölündü. Türkiye, Roma Anlaşması'nın ayrılmaz bir parçası haline gelen Ankara Anlaşması hükümlerine rağmen Ek-2'de vizeye tabi olmayan ülkeler arasındayken 539/2001 sayılı Tüzüğün Ek-1'ine geçirilerek vize uygulamasına tabi ülkeler arasına konuldu.

BAŞVURU İNCELEMEYE ALINDI

Schengen Tüzüğü ile Türkiye'nin kazanılmış haklarına aykırı biçimde vize uygulaması nedeniyle, "dilekçe hakkını" kullanan Avukat Sarıibrahimoğlu, AB hukukuna aykırı uygulamanın kaldırılması için AB Parlamentosu'na başvurdu. Söz konusu başvuru, AB Parlamentosu tarafından kayıt altına alındı ve başvurunun hukuken kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin incelemeye geçildi. İlk başvuru 28 ülkeye tercüme edilerek gönderildi.

AB Parlamentosu ile yapılan görüşmeler sonucunda "Dilekçe Komitesi Başkanı Ermiria Mazzoni" tarafından 4 Aralık 2011 tarihli yazı ile Sarıibrahimoğlu'nun başvurusu "admissible" yani kabul edilebilir bulundu. Bu çerçevede vizesiz dolaşım için hukuki süreç başlatıldı. Başvuru önümüzdeki günlerde Avrupa Parlamentosu'na sevk edilecek. Türkiye-AB Karma Parlamentosu Komisyonu'nun görüşünün alınmasının ardından Sarıibrahimoğlu'nun başvurusu AB Parlamentosu'nda oylanacak.

Sonucun olumlu çıkması durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği'ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak. Sarıibrahimoğlu Ankara Antlaşması ve Katma Protokolü gereğince, serbest dolaşım hakkının, Türk işgücüne yasal olarak verildiğinin altını çizerek, "Bu noktada, AB Mahkemelerinin vermiş oldukları emsal kararlarda kabul edildiği üzere, mevcut haklardan dönülebilmesi ve bu çerçeve mevcut durumdan daha alt bir statüye sokulması da (standstill kuralı) mümkün değildir" dedi.

MADDE İPTAL EDİLİRSE VİZE ŞARTI KALKACAK

Haksız vize uygulamasının giderilmesi amacıyla, Türkiye'nin vize uygulanan ülkeler arasında yer aldığı 539/2001 numaralı Tüzüğün Ek-1'inin iptali talebiyle AB Mahkemesi'ne dava açtığını belirten Sarıibrahimoğlu, AB Konsey ve Komisyonu aleyhine T-220/08 sayılı dosya numarasıyla açılmış olan davalar bulunduğunu da anımsattı. Mahkemenin, Türkiye'nin serbest dolaşım ile ilgili haklarını ortadan kaldıran Schengen Antlaşması'nın 2001 tarihinde çıktığını, Türk resmi makamlarının Haziran ayı sonuna kadar olan 2 aylık zamanaşımı süresi içinde söz konusu tüzüğe itiraz etmemeleri nedeniyle, söz konusu tüzüğün kesinleştiğini belirttiğine dikkat çekti.

AB ilk derece mahkemesinin söz konusu kararının hukuken doğru bir karar olmadığını kaydeden Sarıibrahimoğlu, "Ankara Antlaşması'nın Roma Antlaşması'nın ayrılmaz bir parçası olduğu ve bu kapsamda AB Hukuku'nun en üstünde bulunan birincil kaynakları arasında yer aldığı hususu, ATAD kararları ile de sabittir. Bu kapsamda Tüzüklerin Ankara Antlaşmasına aykırı olması mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu. AB kapsamında çıkarılan Tüzüklerin AB'nin Türkiye ile imzalamış olduğu uluslararası anlaşmalara aykırı olamayacağına işaret eden Sarıibrahimoğlu, AB Komisyonu'nun AB'nin yürütme organı olduğunu, bu kapsamda her türlü uluslararası antlaşmanın AB hukukuna uygun olarak uygulanması gerektiğini ve bu çerçevede gerekli önlemlerin alınmasından da bizzat komisyonun sorumlu olduğunu belirtti.

Sarıibrahimoğlu'nun başvurusu üzerine vize yasağı getiren Tüzüğün ilgili maddesinin iptal edilmesi durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği'ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, ekonomik taleplerini karşılayacak yeni sözleşme istediklerini belirterek "Bugün Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile Türk Eczacılar Birliği bir ilaç alım sözleşmesi yapıyor. Ama şu ana kadar ekonomik taleplerimizin hiçbiri olumlu karşılanmadı. Eczaneler batma tehlikesiyle karşı karşıya. Ekonomik taleplerimizin bir an önce karşılanacağı bir sözleşme istiyoruz. Eğer bir çözüm oluşmazsa, masada bir anlaşma olmazsa ne yazık ki Şubat ayı içerisinde ilaç hizmeti durabilir" uyarısında bulundu.

İstanbul Eczacı Odası önderliğinde saat 11.30 bir araya gelen çok sayıda eczacı, Haydarpaşa'daki Tıbbiye Caddesi üzerindeki Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı. Mitinge İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, CHP Manisa Milletvekili eczacı Özgür Özel de katılarak destek verdi. Beyaz yelek giyerek mitinge katılan eczacılar düdükler çalarak, alkışlar eşliğinde saat 12.00'de Kadıköy İskele Meydanı'na doğru yürüyüşe geçtiler.

Oda başkanları kortejin önünde kol kola girerek yürürken, motosiklet üzerinde elinde "Muayene ücretinin eczanede işi ne?" yazılı döviz taşıyan iki kadın eczacı, dikkat çekti. Yürüyüş sırasında "Sağlık haktır, satılamaz", "Susma haykır, yıkıma hayır", "Susma sustukça sıra sana gelecek" sloganları atan eczacılar, "Sağlıkta özelleştirmeye hayır", "Sağlıkta yaşam hakkında sahip çık", "Enkaz altındayım, orada kimse yok mu?", "İlaç fiyatı düşürülüyor, katılım payı arttırılıyor" yazılı dövizleri taşıdı.

İskele Meydanı'ndaki miting alanına tek tek aranarak giren eczacılar, miting alanına kurulan platformun önünde toplandılar. Konuşmalardan önce oda başkanları platforma çıkarak katılımcıları selamladı. Mitingte konuşan İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, "Masala başlarken bize şöyle dediler. 'Eczanelerinizi sigortalı hastalara açtık. Size trilyonlarca kaynak aktarıyoruz'. Hastalarımıza ise şunu söylediler: 'Artık ilaç kuyruklarında beklemeyeceksiniz, en yakın eczaneye gidip ilacınızı alacaksınız' Biz Sağlıkta Devrim'in bir masal olduğunu söyledik" dedi.

İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun eczacının ilaçla bağını kopardığını belirten Güngör, yıllardır hastaların ilaca ulaşımının giderek zorlaşacağını, artık parası olmayanın ilaç hakkından mahrum kalacağını söylediklerini de kaydetti. Güngör, çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile İlaç ve Eczacılık Cihaz Kurumu'nun kurulduğunu, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü'nün tasfiye edildiğini, ilaçla ilgili tüm düzenlemeleri, içinde eczacının adının dahi geçmediği bu kurumun yapacağını söyledi.

SGK ile TEB arasında bir ilaç alım sözleşmesi yapıldığını hatırlatan Güngör " Ekonomik taleplerimizin bir an önce karşılanacağı bir sözleşme istiyoruz. Bunun gerçekleşmesi için, TEB'e güç vermek için Türkiye'nin her yerinden binlerce eczacı, eczacı odaları başkan ve yöneticileri ve İstanbul'un eczacıları ile çalışan arkadaşlarımız, teknisyenlerimiz bugün mesleki haklarımızı savunmak için buradayız. Çözüm oluşmadığı takdirde Türkiye bir ilaç krizi ile karşı karşıya kalabilir. Çünkü protokol gelişmelerinde, görüşmeler esnasında taleplerimiz kabul edilmediği takdirde ilaç hizmetini veremeyeceğiz. Bu bakımdan bir çözüm istiyoruz. 6 yıldır bugünü bekliyoruz. Anlaşma olmazsa ne yazık ki Şubat ayı içerisinde ilaç hizmeti durabilir" diye konuştu.

Güngör ayrıca,"Eczanelerimizin uğradığı kayıpların karşılanmasını istiyoruz, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Mesleğimizi ve biz eczacıları yok etmeye çalışan anlayışa karşı bugün bir kez daha, tüm gücümüzle karşı çıkma zamanıdır. SGK'nın dayattığı kölelik sözleşmesini söküp atacağız, eczanelerimizdeki yıkımı durduracağız. Mesleki saygınlığımızı ve halkımızın ilaç hakkını yeniden söke söke alacağız" dedi.

CHP İstanbul milletvekili Kadir Gökmen Öğüt ise eczacıların canının yandığını ve hükümetin her gün bir yük yüklediğini belirterek "Bugün eczacılara tahsildar görevi tam olarak yüklendi. Vatandaş ile eczacıları karşı karşıya bırakıyorlar. İlaç iskontolarını eczacıların üzerine yüklüyorlar. Bütün bu zor koşullarda eczacıların yanındayız, onların tahsilatçı olmasını engelleyeceğiz, mesleki olarak değersizleştirmesini engelleyeceğiz" diye konuştu.

E Devlet - SSK Sorgulama - E Randevu