Evde Bakım Parası için SHÇEK Dava Edilebilir

Evde bakım parası uygulamasında yasal mevzuat ile ikincil mevzuat uyumsuz olduğundan bir çok kişi hak sahibi olduğu halde alması gereken parayı alamıyor. Esasen, sağlık kurulundan alınan rapor ile belli miktarda gelirin altında geliri olanlara evde bakım parası ödeniyor.
Yasa gereğince, sadece evde bakıma muhtaç olanın gelire bakılması gerekirken, yönetmelikle bütün ailenin gelirine bakıldığı için bir çokları yasanın tanıdığı parayı alamıyor...

Ali Bey, görüş verdiğiniz konularda desteğiniz ve katkılarınız bizler için çok kıymetli, teşekkürler ederiz. Bizim 12 yaşında ağır engelli bir oğlumuz var. Hane halkı 3 kişi ve tek memur maaşı ile geçiniyoruz ancak, evde bakım parası ile ilgili olarak belirtilen sınırının üzerinde kalıyoruz. Bu konuda Kanun ve Yönetmelik arasında uyumsuzluk olduğunu ve dava açılırsa sonuç alınabileceğini yazmıştınız. Burada "hane halkı geliri değil ancak, engellinin kendi geliri üzerinden hesap yapılmalıdır" derken kastınız acaba;
  • 18 yaşını geçmiş engellinin geliri, ailesinden bağımsız mı hesaplanmalıdır? Yani bu duruma uymak için engellinin 18 yaşından büyük olamaması mı gerekir?
  • Yoksa, engellinin yaşı ne olursa olsun hesaplanacak gelir, engellinin şahsi geliri mi olmalıdır? İbrahim Arslan

Yasa bakıma muhtacın gelirine bakın diyor

2828 sayılı "Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu”nun 01.02.2007 tarih ve 5579 sayılı Kanunla getirilen ek 7 inci maddesine göre;

"Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3'ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmi veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgahlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır...

Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak belirlenecek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, iki aylık net asgari ücretten fazla olamaz…" dendiği halde Kanun'dan sonra çıkan yönetmelik yukarıdaki ibareye uymamaktadır.

Metne bakarsanız, bakıma muhtaç özürlünün kendisinin veya bakıma muhtaç özürlünün bakmakla mükellef olduğu kişilerin gelirlerinin dikkate alınması gerekmektedir.

Buna göre özürlünün kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aylık ortalama gelirlerinin kişi başı tutarı, asgari ücretin net tutarının üçte ikisinden (2/3) az olduğu takdirde bakım ücreti ödenecektir.

Yönetmelik tüm ailenin gelirine bakarım diyor

Kanun'un Ek-7'nci maddesinin TBMM'deki değişiklik gerekçesinde açıkça sosyal güvenlik kurumlarından geliri olan ailelere bakım ücreti ödenmiyor olmasının anayasaya aykırı olduğu ve bu nedenle bu maddenin değiştirildiği yazmasına rağmen, "Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik" hazırlanırken ne gerekçe ne de yasa maddesi dikkate alınmamıştır. Yönetmeliğin

Kendisine bile bakamayacak durumda olan özürlü, sağlam vatandaştan bile fazla olarak eşine, çocuklarına, ana ve babasına, çocuklarının eşlerine, evli olmayan torunlarına, ana ve babasının ana ve babasına, evli olmayan kardeşlerine, eşinin ana ve babasına, eşinin evli olmayan kardeşlerine vs., tabiri caiz ise yedi sülalesine bakmakla yükümlü tutulmuştur. Özürlüye vicdanen bakanlar, sanki bakıma muhtaç özürlünün bakmak zorunda olduğu kişiler gibi sayılmıştır. Yani kendisi bakıma muhtaç kişinin sırtına, bütün akrabalarına bakma zorunluluğu yüklenmiştir. Daha az sayıda özürlüye bakım ücreti ödemek için böyle bir yol bulunmuştur. Fakat sorun şudur ki, eş ve çocuklar dışında hiç kimse, özürlünün anne babası dâhil, 18 yaşını doldurmuş bir özürlüye bakmak zorunda değildir. Özürlünün kendisi de eşi ve çocukları ile geliri olmayan anne babası dışında kimseye bakmak zorunda tutulamaz.

Milli iradeye uymuyor

Avrupa Birliği uyum yasaları gereğince çıkartılan bu hak için AB'ye yükümlülüğün yerine getirildiği bildirilmiş ama sonrasında iş millete para vermeye gelince yönetmelik ile halka verildi denilen bu hak geri alınmıştır. Bu durumda sadece AB değil milletle de alay edilmiştir.

Özürlü aileleri, özürlü bir çocuğa sahip olmanın manevi yüküne ilaveten, vicdani nedenlerle özürlünün evde bakımını yapıyor diye adeta cezalandırılmaktadır. Kanunen bakmak zorunda olmadıkları özürlü evlatlarına vicdanen bakan ailelerin, gelirlerinin olmasını suçmuş gibi değerlendiren ve açıkça yasaya da aykırı olan Yönetmelik bir an önce düzeltilerek, özürlü ailelerinin mağduriyetleri giderilmelidir.

İsteyenler dava edebilir

SHÇEK il veya ilçe müdürlüklerine yaptıkları evde bakım ücreti parası bu sebeple reddedilenler isterlerse konuyu mahkemelere taşıyabilirler. Açacakları dava ile de evde bakı parasını söke söke de alırlar. Sizin de 12 yaşındaki çocuğunuzun hiçbir geliri yok ve bu çocuğun geçindirmekle-bakmakla mükellef olduğu kişi olmadığına göre size de yasa dışı uygulama yapılmış. Dava etmenizi tavsiye ederim.

Soru: Ben 1970 yılında Almanya'ya gidip, 1984 senesinde kesin dönüş yaptım. Benden kesilen kanuni sigorta primlerimi aldım. İşveren primlerim Almanya'da kaldı.14 yıllık işveren primlerimi alabilir miyim? Ercan Karabulut-İstanbul

Cevap: Alman Sosyal Kanunu'nun VI. Kitabı'nın 210. mad. 3. fıkrası gereğince; F.Almanya'yı kesin terk etmek ve ülkemizde sigortalı bir işte çalışmamak şartı ile ilgililere sadece uzun vadeli sigorta kolları (yaşlılık, maluliyet ve ölüm) için kendi ödediği işçi payı emeklilik sigorta primleri iade edilmektedir. Söz konusu primlerin işveren payı iade edilmemektedir.

Soru: 1960 doğumluyum.1988 SSK girişim ve 231 prim gün çalışarak primim ödendikten sonra,uzun bir süre ara verip,1998 senesinden beri isteğe bağlı sigortamı yatırıyorum..Şimdi primleri ödemek beni çok zorluyor..Bu primleri geri alabilir miyim?Evde elişi yapıyorum daha az prim ödeme şansım var mı?Lale Pişkin-İstanbul

Cevap: SSK'ya yatan primlerin geri alınabilmesi için, emeklilikte aranan yaşın dolmasına rağmen, emekli aylığı bağlanmasına yetecek kadar prim ödemesinin olmaması gerekiyor. Emekli olmak için aranan yaşı doldurmadan SSK'ya yatan primlerin geri alınması mümkün değil.

Evlerde el emeği ile yapılan ürünleri satan ve gelir vergisi kanunun 9.nci maddesinin (6) numaralı bendinde Gelir Vergisinden muaf tutulan kadınlar, isteğe bağlı sigortalı olmaları halinde 5510 sayılı Kanunun geçici 16 nci maddesine göre indirimli prim ödüyorlar. Bu durumdaki kadınlar 2010 yılı için aylık 114,07 TL az prim ödemiş olacaklardır.

Evde Bakım Hizmeti İlgili Linkler