Kıdem Tazminatı Kalkıyor mu

Son yılların en popüler konularından birisi olan kıdem tazminatında, bilen-bilmeyen herkesin yorum yapması herkesin aklını karıştırdı.

Çalışma Hayatı-Sosyal Güvenlik Yazarı olan Dr. Resul Kurt ise konuyla ilgili kendisine yöneltilen soruları cevaplayarak kıdem tazminatının tüm detaylarını aktardı...

EN AZ BİR YILLIK ÇALIŞMA ŞARTI

Öncelikle Kıdem tazminatı nedir, neden bu kadar önemli?

Kıdem tazminatı, esas itibariyle işçinin işverene sadakatle ve bağlılıkla hizmetlerinin bir karşılığıdır.1475 sayılı kanunda gösterilen fesih hallerinde en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin vefat etmesi halinde de bu işçinin hak sahiplerine işveren tarafından ödenmesi gereken paradır.

1936 yılında İş Kanunumuza giren kıdem tazminatını uzun bir süreden beri tartışıyoruz. Ülkemizde halen işsizlik dönemlerinde ödenen yardımların ihtiyaçları karşılamaktan uzak kalması nedeniyle işçilerin iş sözleşmesinin sona erdirilmesi halinde bir geçim güvencesi olarak görmeleri kıdem tazminatını önemli kılıyor. İşçi biliyor ki, kıdem tazminatını cebine koyduğunda en azından yeni bir iş buluncaya kadar 5-6 ay geçimini sürdürebilir.

1936 yılında 3006 sayılı İş Kanununda işçinin beş yıldan fazla olan çalışma süresi için her bir yıl 15 gün olan kıdem tazminatı tutarı 30 güne çıkarılmıştır. Yani beş yıldan az çalışması olan işçiler kıdem tazminatı alamadığı gibi, 7 yıllık çalışması olan işçiye de 2 yıl karşılığı 15'er gün kıdem tazminatı verilmekteydi.

1950 yılında İş Kanununda değişiklik yapılarak kıdem tazminatı almak için gerekli görülen süre 5 yıldan 3 yıla düşürülmüş, 1975 yılında yapılan değişiklikle kıdem tazminatı için gerekli olan çalışma süresi bir yıla indirilirken, her yıl için 15 günlük ücret olan tutar da 30 güne çıkarılmıştır.

Bugün kıdem tazminatı yanında işsizlik sigortası, ihbar tazminatı, iş güvencesi olmak üzere işçi açısından dörtlü bir güvencesi sistemi vardır.

Tasarının gerekçesinde hep söylenen kıdem tazminatından yüzde 90'dan fazla kişinin yararlanamaması ne kadar gerçekçi?

Ülkemizde çalışanların büyük bir bölümü küçük işletmelerde çalışmakta veya kıdem tazminatına hak kazanmayacak şekilde istifa gibi nedenlerle işten ayrılmaktadır.

Bugün geldiğimiz noktada kurumsal ve büyük firmalarda çalışan işçilerin kıdem tazminatı açısından bir sıkıntıları yokken, küçük işyerlerinde ciddi bir sorun olduğunu görüyoruz.

Kıdem tazminatı, özellikle küçük işyerlerinde çalışan işçiler ve küçük işletme sahipleri açısından ciddi bir sorundur.

Maalesef işveren denildiğinde hep 3-5 büyük sanayici akla geliyor. Bu doğru değil. Büyük kurumlarda zaten işverenlerin kıdem tazminatı gibi bir derdi yok. Bırakın kıdem tazminatını, işten ayrılan işçilere bir çok yan haklar dahi veriliyor. Bu büyük işyerlerinde ne işverenler ne de işçiler için kıdem tazminatı sorunu bulunmuyor. Zaten en büyük itiraz da bu işyerlerinde çalışan sendikalı işçilerden geliyor.

Oysa ki, Türkiye'de 1,5 milyon işveren var. Lokantacı, bakkal, kuaför, market, büfe, kafe, mağaza, atölye, otopark, mobilyacı, matbaa, camcı, börekçi, hastane, küçük fabrika, inşaat gibi yüzbinlerce işyerinde hem çalışan-hem işveren kıdem tazminatından mağdur.

Örneğin, kapıcı çalıştırılan hep apartman sakini de bir işverendir. Yani kapıcısı işten ayrıldığında sorun yaşamayan apartman var mı? 15-20 yıl çalışan bir kapıcı emekli olduğunda ya da işten çıkartıldığında 25-30 bin TL'ye varan kıdem tazminatı apartman sakinlerinin belini büküyor. Hatta yıllarca kapıcının hizmetinden yararlananlar evini satıp gittiğinde yeni gelen daire sakini bu ödemeye itiraz ediyor.

İşveren dediğimiz zaman işçi çalıştıran herkesi kastediyoruz. Sendikalar da, apartmanlar da, bakkalı da, marketi de işverendir.

KALMIYOR DEVLET GÜVENCESİNE ALINIYOR

Sosyal medyada son yıllarda kıdem tazminatının kalktığı, işverenlere kıyak yapıldığı yönünde hükümete eleştiriler geliyor. Gerçekten Kıdem tazminatı kalkıyor mu?

Maalesef kamuoyunda kıdem tazminatı sistemi yeterince tanıtılamadı. Kıdem tazminatı kaldırılmıyor, sadece yeni bir düzenleme yapılması ve ödenme şeklinin değiştirilmesi düşünülüyor.

Bugün en fazla oy aldığı çalışanların hak kaybına sebebiyet verecek bir düzenlemeye AK Parti hükümetinin onay vermesi mümkün değil. Ancak bugün geldiğimiz noktada hem çalışanları, hem de işverenleri rahatlatacak bir düzenleme yapılmalı. Kıdem tazminatı kalkmıyor, devlet güvencesine alınıyor!

Bir çok kişi ne olduğunu anlayamadığı için yeni sistemi değerlendiremiyor.

Özellikle bazı kesimler tarafından sanki kıdem tazminatı kaldırılıyor gibi bir algı oluşturuluyor. Hükümetin bu yönde bir düzenleme yapmasından rahatsız olmalarının tek nedeni, bugüne kadar kıdem tazminatından yararlanamayan kesimlerin de bu hakkı elde edecek olmasının hükümetin başarı hanesine yazılacak olmasıdır. Yani kıdem tazminatındaki yeni düzenleme uygulamaya girdiğinde işçilerin büyük bir bölümünün memnun kalması elbette ki hükümetin oy oranını artırır. Bu da bazı kesimleri rahatsız ediyor. Saldırının ve manipülasyonun tek nedeni budur.

Bazı kesimler geçmiş yıllarda KEY ve Tasarrufu Teşvik Fonu gibi fonları gerekçe göstererek karşı çıkıyor. Bu kesimlere kangren olmuş KEY ve TTF ödemelerini kimin yaptığını hatırlatmak gerekiyor.

Bakın en son geçtiğimiz aylarda kamudaki taşeron işçilerinin kıdem tazminatları devlet güvencesine alındı. Yaklaşık 300-400 bin çalışanı ilgilendiren bu düzenlemeyi çalışan lehine yapan bir hükümet işçinin hak kaybına sebebiyet verir mi?

TAŞERONUN SORUNU ÇÖZÜLDÜ

Bu söylediğinizi yeni duyuyoruz. Kamu taşeron işçileri için kıdem tazminatı konusunda gelişmeyi biraz açabilir misiniz?

11.09.2014 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren "Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik", kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde iş sözleşmesi sona erenlerin kıdem tazminatı sorununu çözmüştür.

Kamudaki taşeron işçilerinin kıdem tazminatları, çalıştırıldıkları son kamu kurum veya kuruluşu tarafından kendi işyerindeki en son ücretinin, yılları itibarıyla asgari ücret artış oranları dikkate alınarak güncellenmiş miktarı üzerinden hesaplanarak ödenecek.

Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı kapsamında istihdam edilen ve iş sözleşmesi devam eden işçilerin kıdem tazminatlarının hesabında kamu kurum veya kuruluşlarında ilk işe başladıkları tarih esas alınacak. Bu düzenlemeyle birlikte en çok sıkıntı yaşayan kamu taşeron işçilerinin kıdem tazminatı hakkı çözülmüştür.

Kıdem tazminatı fonu nedir?

Kıdem Tazminatı Fonu adıyla yönetiminde işçi ve işverenlerin çoğunlukta olacağı bir sistemin kurulması ve bu sistem üzerinden işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesidir.

EN UYGUN ÇÖZÜM FON SİSTEMİ

Kıdem tazminatı fonu neden sürekli tartışılıyor?

Burada işçilerin yüzde 92'sinin kıdem tazminatı alamadığı gerçeği dikkate alındığında en uygun çözümün fon sistemi olduğu görülmektedir.

Kıdem tazminatı, şüphesiz işçi ve işveren arasında en fazla tartışılan konulardan birisidir. İş mahkemeleri üzerindeki yükün yaklaşık yüzde 75'inde kıdem tazminatı bulunmaktadır. Dolayısıyla kıdem tazminatı fonu kurulduğunda hem iş mahkemelerinin yükü azalacak, hem de işçilerin işe iade ve diğer alacak davaları kısa zamanda sonuçlanacaktır. Ancak bunun hem işverene hem işçiye avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Sürekli tartışılmasının sebebi ise optimal noktanın henüz bulunamamış olmasıdır.

10 YILLIK ZAMAN AŞIMI SÜRESİ VAR

Kıdem tazminatında 10 yıllık zaman aşımı süresi vardır. Bu da anlaşmazlıkların çözümünde büyük sıkıntı yaşanmasına neden olmaktadır. İşten çıktıktan 10 yıl sonra işveren değişmiş, kıdem tazminatı belgeleri kaybolmuş veya genellikle işyeri kapanmış oluyor. Bu nedenle kıdem tazminatını alamayan işçinin daha kısa bir süre içinde bu hakkını kullanmasının sağlanması gerekiyor. Veya fon sisteminin kurularak kıdem tazminatının işverenden alınarak devlet güvencesine kavuşturulmasıdır.

Ak Parti iktidarı döneminde bu konunun sıkça tartışılmasının sebebi devlet güvencesinin getirilmesi isteğinden kaynaklanmaktadır. Hükümet her zamanki akılcı yaklaşımını bu konuda da devam ettirmekte olup; tepeden inme ve çalışma barışını bozucu uygulamalardan kaçınmaktadır.

Kıdem tazminatında her zaman işçi-işverenin anlaşması neticesinde bir düzenleme getirilmesi öngörülüyor.

2 KAT FAZLA BİLE ALINABİLİNİYOR

İşçi sendikaları ile işveren sendikaları anlaşamıyor. İşçiler mevcut uygulamanın aynen devamından yanan. Çünkü işçi sendikaları üyelerinin haklarını koruyor. Temsil ettiği işçilerin kıdem tazminatı alamama gibi bir derdi yok. Hatta toplu iş sözleşmelerinde bir yıl için 45-60 gün kıdem tazminatı ödenmesi yönünde hüküm konulduğunda bu işçiler diğer çalışanlardan 2 kat fazla kıdem tazminatı bile alabiliyor.

İşveren Sendikaları ise kıdem tazminatının bir yıl karşılığı 15 gün olarak ödenmesini talep ediyor. Elbetteki bu konuda işçi ve işveren tarafının tartışması ve bir sonuca varmasını beklemeliyiz.

HANGİ HALLERDE KAZANILIYOR!

Mevcut duruma bakıldığında kıdem tazminatına hangi hallerde hak kazanılmaktadır? Yeni dönemde de bu haklar devam edecek mi?

Mevcut uygulamada İş Kanuna tabi işçilerin;

1. İşveren tarafından ahlak ve iyiniyet kuralları dışında yaptığı fesihlerde;

2. İşçi tarafından yapılan haklı nedenlerle fesihte;

3. Askerlik sebebiyle;

4. Emeklilik sebebiyle;

5. Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi,

6. İşçinin ölümü halinde

Kıdem tazminatına hak kazanılmaktadır.