Erdoğan: Sözleşmeli öğretmen almayacağız

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan sonra sözleşmeli öğretmen alımını kaldırıyoruz. Sözleşmeli değil, öğretmenleri bundan böyle kadrolu olarak alacağız" dedi.
Erdoğan, Kanaltürk ve Bugün Televizyonunda canlı yayınlanan "Merkez Siyaset" programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, bir gazetecinin, "askeri vesayet" ve Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığına bağlanmasıyla ilgili sorusu üzerine, Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlanmasına yönelik bir hedefinin ve önceliğinin olmadığını, "bu olabilir" şeklinde ifade kullandığını, bugün saat 11.00'de yeni bir hükümet yapısı açıklayacaklarını, hangi birimlerin nerelere bağlı olacağını söyleyeceklerini kaydetti.

Medyanın darbe olayını gündemden düşürmesi gerektiğini, çünkü gündemde kaldığı sürece konuşulduğunu belirten Erdoğan, buna hiç gerek olmadığını, yargının da gerekli adımları attığını anlattı.

Erdoğan, kurumlar arasında bir çatışmaya da fırsat vermemek gerektiğini vurgulayarak, Silahlı Kuvvetlerin de öz güvenini kaybedecek hale gelmesine de fırsat verilmemesi gerektiğini kaydetti.

"Silahlı Kuvvetlerimiz ne kadar öz güveni koruyabilir, ne kadar bu noktada sağlam olursa bu ülkede, bizim de bakışımız dışa karşı değişecektir" diyen Erdoğan, darbe konusunu gündemden düşürmenin faydası olacağını söyledi.

Erdoğan, demokrasinin Türkiye'de güçlendiğini, halkın bilinçlendiğini, sorgulayan bir gençlik oluştuğunu belirterek, "O bakımdan gündemden bunun düşmesinde çok büyük fayda var" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde yakınlarını işe almasıyla ilgili dava açacağına yönelik bir açıklaması olduğu hatırlatılarak görüşleri sorulan Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili bazı belgeler gösterip bunları okudu.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'ndan yapılan atamaların listesini açıklamasını istediklerini belirterek, "Dert başka. Kadrolaşma. Bunların içinde ne yazık ki terör örgütünden, terör cezasından gelenler dahi var" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun SSK'yı yönetemediğini öne süren Erdoğan, kurumu da batırdığını söyledi.

Sağlık alanında yapılan hizmetten söz eden Erdoğan, "Benim halkım, benim milletim hizmet siyasetine mi oy verecek, eser siyasetine mi oy verecek, yoksa istismar siyasetine, yalana, dolanı mi oy verecek? İşte 12 Haziran bir yandan da bunun tespiti oluyor. Nereye oy verecek. Eğer hizmet siyasetine, eser siyasetine oy verecekse biz eserlerimizle, hizmetimizle ortadayız. Ama beyefendi 8 yıllık SSK genel müdürlüğüyle ortada" diye konuştu.

SÖZLEŞMELİ ÇALIŞANLAR

Sözleşmeli çalışanlarla ilgili bir soru üzerine de Erdoğan şöyle konuştu:

"Bu 4/B kadrosunda olanlarla ilgili ki bunun içinde öğretmenler ağırlıktadır. İkinci sırada özellikle sağlık personeli var. Bunun dışında mühendisler... 4/B'li olanlar yaklaşık 205 bin küsur. Şu anda onlarla ilgili kanun hükmündeki kararnameyi çıkardık ve Resmi Gazete'de yayımlandı. Onların işi hallolmuştur, bitmiştir. Onlar şu anda belli prosedür içerisinde, bağlı oldukları idarede, durumlarına göre onların tayinleri de vesaireleri de her şeyleri de yapılacaktır. Onların tayinleriyle ilgili sorunları da çözülecektir. Çünkü bunlara da belli bir sınır getirdik. Çünkü sözleşmede o sınır adeta yok gibiydi, farklıydı. Burada bir şey de söz konusu. Diyelim ki askerimiz, polisimiz bir Güneydoğu'da gidip hizmet yaptığında eşim de filanca yerde çalışıyor gerekçesini öne sürmüyorsa, gidip orada görevini yapıyorsa yeni dönemdeki olayda da 4/A'ya girdiği anda bu tür şeyleri de onlar taahhüt etmiş oluyorlar. Fakat gidip de orada 6-7 sene bir kalış olmayacak. 3 yıl gidip dönecek. Kendisi tercihlerini yapacak, o tercihlerden birine gitme şansını yakalayacak. Bu artık yürürlüğe girdi. Bu iş bitti."

Belediyelerde, KİT'lerde olanların durumunun çok farklı olduğunu anlatan Erdoğan, "Onlar da 107 bin civarında, yanılmıyorsam. O konuyla ilgili yasal düzenleme yapmamız ayrıca gerecek.

Üzerinde farklı bir çalışma gerekiyor. Arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdik. Şu anda bu çalışmalar yapılıyor, öyle zannediyorum seçimden sonra o sorunu da gidermeye gayret edeceğiz" dedi.

Öğretmen atamalarındaki durumun sorulması üzerine ise Erdoğan, öğretmen atamalarında 30 bin atamanın tamamlandığını, 1 Eylül itibariyle toplam 40 bin öğretmenin göreve başlamasının kararlaştırıldığını kaydetti.

Erdoğan, "Bundan sonra sözleşmeli öğretmen alımını kaldırıyoruz. Sözleşmeli değil, öğretmenleri bundan böyle kadrolu olarak alacağız" diye konuştu.

BEDELLİ ASKERLİK

Bedelli ve profesyonel askerlikle ilgili soru üzerine de Erdoğan, Türkiye'de bazı şeylerin tartışma konusu yapılarak kurumların yıpratıldığını söyledi.

Erdoğan, 200 bin civarında subay, astsubay kadrosu olduğunu, ayrıca uzman çavuşların da bulunduğunu belirterek, hudut birliklerine yönelik bir adım da attıklarını ve bir süreç başlattıklarını bildirdi.

Profesyonel orduya tam geçiş yaklaşımının da bir anda gerçekleşecek bir şey olmadığını vurgulayan Erdoğan, konuyla ilgili emekli askerlerin ordunun sayısının azaltılabileceği görüşünün de doğru olmadığını ifade etti.

Erdoğan, emekli askerlerin açıklamalarının muvazzaf olanları da rahatsız ettiğini belirterek, "Biz bunları aramızda konuşuyoruz. Bunlar konuşulmayan şeyler değil. Ama bunun hakikaten zamanlaması çok önemli" dedi.

Bedelli askerlik konusunda zaman verip veremeyeceğinin sorulması üzerine ise Erdoğan, "Hayır zaman veremem" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun askerlikle ilgili vaatleri üzerine de konuşan Erdoğan, "Fakir fukara, onlara da 21 gün diyor. 12 milyon 715 bin yoksul var. Herhalde oradaki hedef kitle olarak orayı görüp oradan da ne kadar oy çekerim diyor. 21 günlük askerlik olunca onların içinde askerlik yapmayanlar da bize gelir. Bu hesaplar yapılıyor. Bunlar çok basit yaklaşımlar." diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunları Genelkurmayımızla ayağımızı yere sağlam basarak, herhangi bir sıkıntıya da mahal vermeden... Burada bizim en çok üzerinde durduğumuz konu şudur; özellikle şehit aileleri.

Onlar diyor ki 'Biz enayimiydik. Ben çocuğumu gönderdim. Benim çocuğum öldü, şehit oldu. Şimdi birileri de parası varsa askere gitmeden işi bitirecek. Öbürü de fakir fukaraysa, eee ben de fakir fukaraydım, ben niye 21 gün yapmadım. Benim çocuğum gitti şehit oldu. Peki bunun hesabını tarihe nasıl vereceksiniz?' Şehit anneleri, şehit babaları bu noktada isyan halinde.

Bunu da düşünmek zorundasınız. Biz burayı da sorguluyoruz. Nasıl gönülleri de kazanarak, kimseyi rencide etmeden bunu çözeriz. Sıkıntı burada"