SSK Sigortalı kime denir

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2'nci maddesi birinci fıkrasında, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar 506 sayılı kanun uygulamasında sigortalı sayılmışlardır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 6’ncı maddesinde, çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile işverenleri hakkındaki hak ve yükümlülüklerin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, sigortalı olma hak ve sorumluluğundan kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, yardım ve yükümlülükleri azaltmak veya devretmek yönünde sözleşme yapılamayacağı, hükümleri getirilmiştir. Kanun maddelerine göre, sigortalı sayılabilmenin şartı, çalışanla, çalıştıran arasında hizmet akdi bağının bulunmasının yeterli olmasıdır. Kanunun 6’ncı maddesi birinci fıkrasındaki anlamdan, sigortalı olmanın şartları içerisinde ücret alınması koşul olarak görülmemiştir. Ücretin, sigortalı sayılmanın şartlarından gerektiği, Kanunun 3’üncü maddesindeki istisnalarda yer almıştır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2'nci maddesi birinci fıkrasında, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar 506 sayılı kanun uygulamasında sigortalı sayılmışlardır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 6’ncı maddesinde, çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile işverenleri hakkındaki hak ve yükümlülüklerin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, sigortalı olma hak ve sorumluluğundan kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, yardım ve yükümlülükleri azaltmak veya devretmek yönünde sözleşme yapılamayacağı, hükümleri getirilmiştir. 

Kanun maddelerine göre, sigortalı sayılabilmenin şartı, çalışanla, çalıştıran arasında hizmet akdi bağının bulunmasının yeterli olmasıdır. Kanunun 6’ncı maddesi birinci fıkrasındaki anlamdan, sigortalı olmanın şartları içerisinde ücret alınması koşul olarak görülmemiştir. Ücretin, sigortalı sayılmanın şartlarından gerektiği, Kanunun 3’üncü maddesindeki istisnalarda yer almıştır. 

Sigortalı olmak, çalışanın ve çalıştıranın isteğine bırakılmamış, işe alınmayla birlikte kendiliğinden kazanılan bir hak ve sorumluluk sayılmıştır. 

II- KONUSU İŞ GÖRME OLAN AKİTLER VE UNSURLARI 

A- HİZMET AKDİ

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nda ve 1475 sayılı İş Kanununda hizmet akdinin tarifi yapılmamış, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 313’üncü maddesinde tanımlanmıştır. 

Hizmet akdi, Borçlar Kanunundaki tarife göre; 
"Hizmet akdi bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona ücret vermeyi taahhüt eder. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi işçi muayyen veya gayri muayyen bir zaman için alınmış veya çalışmış oldukça, hizmet akdi yine mevcuttur, buna parça üzerine hizmet veya götürü hizmet denir" şeklinde tanımlanmıştır. 

Kanundaki tarife, ilmi araştırmalara ve yargı kararlarına göre hizmet akdinin unsurları: 
  • Hizmet
    İşçi, işverene emeğini verme taahhüdünde bulunur. İşçi, eseri değil, hizmet verme sorumluluğunu taşır. Hizmet, işverenin işyerinde veya belirleyeceği yerde yapılır.
  • Bağımlılık 
    Hizmet akdi iki taraflı akidlerden olup, karşılıklı borç doğurur. İşçi emeğini, işveren emrine verir ve işin yapıldığı sürede ona tabi olur. İşveren ise emeğin karşılığı olarak ücret ödemeyi kabul eder. Bağımlılık unsuru hizmet akdini, konusu iş görme olan diğer akidlerden (istisna, vekalet vb.) ayıran en önemli unsurdur.
  • Ücret
    Emeğin kirası niteliğindedir. İşverenin sorumluluğudur. Saat, günlük, haftalık, aylık çalışmalar karşılığı ödenebiyeceği gibi işin miktarına göre ve kardan hisse şeklinde de verilebilir. Ücretin ödenme şekli akdin niteliğini değiştirmez. Nakit veya sair şekilde ödenebilir. 
  • Süre
    İş (hizmet) sözleşmesi belirli bir süre için yapılabileceği gibi süresiz de yapılabilir. Hizmetin, sözleşme süresi içinde günün belirli saatlerinde, haftanın veya ayın belirlenen günlerinde yerine getirilmesi de mümkündür. Belirtilen şekillerdeki çalışmalar hizmet akdinin niteliğini değiştirmez. Borçlar Kanununda, hizmet sözleşmelerinin yazılı yapılması gerektiği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. 
    Hizmet sözleşmelerinin yazılı yapılması İş Kanunu'nun 9’uncu maddesinde hükme bağlanmıştır. İş Kanununa göre belirli süresi bir yıl veya daha uzun süreli hizmet akitlerinin yazılı yapılması zorunlu kılınmıştır. İş sözleşmesinin süresiz yapılması şart ve zorunluluk değildir. Hizmet akitlerinin yazılı yapılmamış olması, hizmet akdinin varlığını etkilemez.

B- İSTİSNA AKDİ (ESER SÖZLEŞMESİ)

İstisna sözleşmesi, Borçlar Kanunu'nun 355’inci maddesinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, “Onunla bir taraf (yüklenici), öteki tarafın (ısmarlayan - sipariş veren) ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında, bir eser meydana getirmeyi taahhüt eder - borçlanır.” Kanundaki tarife, ilmi araştırmalara ve yargı kararlarına göre istisna akdinin belirleyici unsurları şunlardır: 
  • Eser (Yapılacak Şey)
    Akdin konusu, emek değil neticesidir. Hizmet değil, eser önemlidir. 
  • Bağımsızlık
    Müteahhit (yüklenici) eserin meydana getirilmesini, işin sahibi de fiyatını (bedelini) vermeyi taahhüt ederler. Eserin meydana getirilmesi çalışması, işin sahibinin emrinde yapılmaz. Müteahhit çalışmasında serbesttir. Çalışmanın, işin sahibinin göstereceği yerde yapılması da, akdin niteliğini değiştirmez. 
  • Semen (Fiyat-Bedel)
    İşin ücretidir. Eserin fiyatıdır.
  • Süre (Zaman)
    Sözleşmenin süresi vadeyi, başka bir anlatımla eserin teslim zamanını ifade eder. 
Hizmet Akdi ile İstisna Akdini Birbirinden Ayıran Özellikler: 
  • Hizmet akdinde taraflar arasında (tabiiyet) bağımlılık vardır. Bu özellik iki akit arasındaki en önemli ayrıcalıktır. 
  • Hizmet akdinde konu, emeğin doğrudan kendisidir. Hizmet akdinde kişi, emeğini kiralar. İstisna akdinde ise, emek karşılığı vücuda getirilen şey (eser) taahhüdün konusudur.
  • Hizmet akdinde ücret, emeğin kirasıdır. İstisna akdinde ise, ücret emek sonucu meydana getirilen eserin bedelidir.
  • Hizmet akdinde çalıştırılanın işverene ait işyerinde veya işverenin göstereceği yerde çalıştırılması esastır. İstisna akdinde ise, akde konu olan işin işverenin işyerinde imali gerekmiyorsa, taahhüt eden tarafından kural olarak kendi işyerinde ve bağımsız olarak yapılır. 

C- VEKALET AKDİ (VEKİLLİK SÖZLEŞMESİ)

Vekalet akdi, Borçlar Kanunu'nun 386’ncı maddesinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre; Vekil, sözleşme uyarınca kendisine yüklenen (sorumluluğuna verilen) işin yürütülmesini veya üzerine aldığı işin yerine getirilmesini borçlanır. 

Borçlar Kanununa göre, işin görülmesiyle ilgili olup da diğer sözleşme türlerine girmeyen işlerde de vekalet akdi kuralları uygulanır. Vekalet akdinin belirleyici unsurları şunlardır: 

Bir tarafta vekil, diğer tarafta iş sahibi vardır. Vekil, sahibine ait işin idaresini, bir hizmetin görülmesini üzerine alan kişidir. Vekilin, hizmetin görülmesindeki bağlılığı, hizmet akdinde olduğu gibi zorunlu değildir. Vekalet akdinde ücret kanuni şart değildir. Sözleşme veya teamül varsa vekil ücret isteyebilir. Ödenecek ücret hizmetin neticesi değil, kendisi içindir. Konu Hakkında Örnekler: 
  • Bir inşaatın projesinin çizilmesi işlerinin yapılmasını taahhüt eden serbest meslek kazancı yönünden vergi mükellefiyeti bulunan inşaat mühendisi ile inşaat sahibi arasındaki hukuki ilişki istisna akdidir. 
  • Konut yapı kooperatifi tarafından üyeleri adına yaptırılan konut inşaatlarının şantiye mühendisliğini yapmak üzere çalıştırılan (çalışma süre ve şartları yazılı yapılacağı gibi sözlü de anlaşılmış olabilir) inşaat mühendisi ile kooperatif tüzel kişiliği arasındaki hukuki ilişki, çalışma işyeri sahibinin emir ve talimatı altında ve gösterilen yerde ifa edileceğinden, hizmet akdidir. 
  • Belirlenen gün ve saatlerde öğrenciye ders vermek üzere anlaşan eğitimci ile öğrenci veya velisi arasındaki hukuki ilişki ise hizmet akdi olmayacağı gibi istisna akdinin konusuna da girmediğinden vekalet akdi olarak kabul edilmelidir. Aynı eğitimcinin, özel bir okulda veya dershanede önceden belirlenen gün ve saatlerdeki çalışması ise, okul veya dershane sahibi işveren ile eğitimci arasındaki hukuki ilişkinin (çalışmanın, işverenin emir ve talimatı doğrultusunda, gösterilen yer ve saatte ve belirlenen programa göre yapılması nedenleriyle) hizmet akdi olarak kabulü gerekir. 
  • Herhangi bir konudaki davayı, dava sahibinin istekleri doğrultusunda takip eden avukat ile dava sahibi arasındaki hukuki ilişki, hizmet akdi olmayıp, vekalet akdidir. Tüm mesaisini bir işverenin emrine hasreden, işverenin gösterdiği yerde ve belirlenen saatlerde ücreti karşılığı çalışan Avukat ile işveren arasındaki hukuki ilişki hizmet akdidir. 
  • Kendi adına muayenehanesi bulunan doktor ile hastası arasındaki hukuki ilişki vekalet akdi, sağlık kuruluşunda, sağlık kuruluşu işvereninin emir ve talimatı altında çalışan doktor ile sağlık kuruluşu işvereni arasındaki hukuki ilişki ise hizmet akdi olur. 
Kaynak: ssk.gov.tr