Vergi mükellefi olmadan da ödenen primle emekli olunabilir

Normalde Bağ-Kur’a prim ödemek için vergi mükellefiyeti, şirket ortaklığı vs. gerekir. Ancak esnaftan oluşan bu kesim, vergi mükellefiyeti veya şirket ortaklığı sona erse bile kişi Bağ-Kur’a prim ödemeye devam etmişse, ödedikleri isteğe bağlı talep dilekçesi olmasa da Bağ-Kur’lu sayılıp emekli edilmesi gerekir.

Ali Bey, 31.3.2002 gününe kadar vergi mükellefi idim. Sonrasında da vergi mükellefiyetim kapandığı halde bugüne kadar Bağ-Kur’a prim ödemeye devam ettim. Şimdi Bağ-Kur, “Sen isteğe bağlı talep dilekçesi vermeden prim ödemeye devam etmişsin” diyerek, ödediğim 12 yıllık Bağ-Kur primimi yok sayıyor. Ne yapmamı önerirsiniz, bir de ödediğim primleri faizsiz bana geri vermek istiyor. İsmi saklı Sayın okurum, en baştan belirteyim, işiniz davalık. Zira SGK, yani eski adıyla Bağ-Kur, vergi mükellefi olmadan ödediğiniz primleri isteğe bağlı ödeme sayması gerektiği halde saymamış ve 12 yılınızı silmiş. 12 yıl boyunca ödediğiniz primleri de faizsiz size geri vermek istiyor. Öncelikle sakın primlerinizi geri almayın. Önce zamanınız geldiyse SGK’ya emeklilik dilekçesi verin ve SGK emeklilik talebinizi reddedince de iş mahkemesinde “reddedilen emeklilik talebinin kabulü” davası açın ki davayı kazanınca birikmiş emekli aylıklarınız olsun. Emeklilik talep zamanınız daha gelmediyse, “silinen sürelerin kabulü” davası açın. Konuyla ilgili size Yargıtay’ca da aynen onanmış örnek bir mahkeme kararı veriyorum.

 

ÖRNEK MAHKEME KARARI

İSTANBUL 5. İŞ MAHKEMESİ
Mahkememizde görülmekte bulunan tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
“...SSK hizmetinin 1474 gün olarak belirlenip 2136 gün Bağ- Kur hizmeti ile beraber 3610 gün prim ödeme gün sayısının bulunması üzerine 24.12.2009 tarihinde yeniden tahsis talebinde bulunduğu, bu kez de 56 yaşı dolmadığından dosyanın işlemden kaldırıldığı,
Taraflar arasında tüm uyuşmazlık davacının ilk müracaatında 3600 gün şartının gerçekleşmemiş olması sebebi ile yaşlılık aylığının bağlanmama noktasında toplandığı, burada gün sayısındaki taraflar arasındaki uyuşmazlık ise Bağ-Kur sigortalılık süresinde düğümlendiği, davacının Bağ-Kur hizmetinin tespiti sırasında 31.07.2001-01.01.2002 arasında kurumca sigortalı sayılmamasına rağmen prim ödemelerini gösteren ekstranın 17.08.2001- 26.09.2001- 24.10.2001- 26.11.2001, 28.12.2001- 21.01.2002 tarihleri arasında prim ödediği böylece davacı kurumdan sigortalı sayılmadığı dönemde de prim ödemiş olması karşısında Yargıtay’ca da kabul edilen içtihatlar doğrultusunda MK 2. maddesi çerçevesinde isteğe bağlı sigortalılık süresi sayılması gerektiği, bu halde ise 1.8.2011- 1.1.2002 arası süre için Bağ-Kur sigortalılık süresi sayılacağından 5 aylık hizmet süresi olan 150 gün ilave edildiğinde davacının ilk müracaatı olan 1.07.2009 tarihinde 3667 gün prim ödeme gün sayısına ulaşacağı 3600 gün şartı gerçekleşmekle yaşlılık aylığına hak kazanmış olması gerektiği, ayrıca davacının yaşı bakımından işe giriş tarihi Bağ- Kur sigortalılığının başlangıcı nazara alındığında 1.2.1989 olup, davacı yaşının 54 yaşı esas alınması gerektiği davacının doğum tarihinin 1.7.1955 olmakla 1.7.2009 başvuru tarihinde 54 yaşını doldurmuş olması karşısında yaşlılık aylığı bağlanmasına engel bir durum bulunmadığı, bu nedenle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği kanaatine varılarak açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, Mahkememizin kanaati bu yolda olmakla;
HÜKÜM: Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı;
Davacının Bağ-kur tarafından sigortalı sayılmadığı dönemde dahi primlerini her ay yatırmış olduğu dolayısıyla bu hizmetlerin isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılık hizmeti olarak sayılması gerektiğinden 01/07/2009 tarihi yaşlılık aylığı talebi sırasında aylığa hak kazanmış olduğundan kendisine takip eden aybaşı olan 01/08/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının bağlanması gerektiğinin tespitine...”