Nikahsız yaşayan erkeğe, vefat eden karısından dul aylığı bağlanır

Eşim, 20.06.2005’te vefat etti. SGK bana karımın üstünden dul aylığı bağladı. Sonrasında bir hanımla birlikte yaşamaya başladık ve 27.12.2006’da resmi nikâhla evlendik. SGK karımdan gelen dul aylığımı ilk bağladığı 2005 yılından itibaren kesip bana borç çıkardı. İkinci eşimden 2008 yılı Şubat ayında boşandık, 25.08.2009’da yeniden evlendik. Kasım 2013’te tekrar boşandık. Eski karımdan tekrar dul aylığı bağlanması için SGK’ya dilekçe gönderdim. Bana “Boşandığın ikinci karınla birlikte yaşıyorsun” diyerek dul aylığı bağlamadılar. Ali Bey bu aylık benim hakkım değil mi? İsmi saklı-Uşak 

Sayın okurum, SGK iki yerde hata etmiş. Vefat eden eski karınızdan, resmi nikâhınız olmayan her ay için dul aylığı alma hakkınız var. 

AK Parti’nin getirdiği yeni düzenleme, boşanan kadınlara “Eski kocanla değil başka erkekle yaşa” der gibidir. Çünkü, “Sosyal Güvenlik Reformu” da denilen ve 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı kanuna göre; “...Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir” denildiğinden SGK’dan anababalarından dolayı yetim aylığı alan kadın ve erkeklerin sadece eski eşleriyle beraber yaşamaya devam ediyorsa aylıkları kesilir, ama başka bir erkekle veya kadınla aynı evde yaşasa aylıkları kesilmez.

RESMİ NİKÂH YOKSA DUL AYLIĞI YASALDIR 
Sosyal güvenlik mevzuatımız gereğince bir kadının veya erkeğin, vefat eden eşinden dolayı dul aylığı alabilmesi için resmi nikâhlanmaması yeterlidir. Başkaca bir şart yoktur. Yani evlenmeyen dul erkek veya kadınlar, vefat eden eşlerinden aylık alırken, 

- İşe girseler de, 
- Emekli olsalar da aldıkları dul aylıkları kesilmez. 

Siz, nikâh masasında neye “Evet” dediğinizi biliyor musunuz? Evlenecek olanlar, nikâh masasında size sorulan soruya evet derken hukuken neleri değiştirdiğiniz hiç düşündünüz mü? Yani “Evet” dediğimiz şey nedir? Esasen “evlilik” iki kişi arasında, resmi makamlar önünde yapılan sözleşmedir ve kadın ile erkek resmi nikâhla evlenmekle Medeni Kanun gereğince karı-koca sıfatlarını aldıkları gibi bir de şunları kabul etmiş olurlar: 

1- Miras hukuku açısından birbirlerinin mirasçısı olurlar; yani kim vefat ederse, sağ kalan vefat edene mirasçı olur. Bu nedenle eşinize “EVET“ derken, “Ben ölürsem mirasçımdır” dediniz. 
2- Sosyal güvenlik hukuku açısından, yaşarlarken bakmakla yükümlü kişi, vefatları halinde ise hak sahibi olurlar. Yani siz, “Dul aylığımı alabilir“e “EVET” dediniz. 
Sağken aralarında resmi nikâh olması nedeniyle çalışan eş, çalışmayan eşinin sağlık ve sosyal güvencesini sağlar. Ölümle ise hak sahibi olurlar ki sağ kalan, ölenin aylığını dul sıfatıyla almaya devam eder. Evlilik, nikâh memuru ve şahitler önünde yapılan bir sözleşmedir. Ancak evliliği sona erdirme yetkisi sadece hâkimdedir. Yani evlilik sözleşmesini ancak ve ancak bir mahkeme sona erdirebilir ve boşandığımız anda evliliğin iki önemli sonucu olan miras ve sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan haklarımız da ortadan kalkar. 

Sosyal güvenlik hukuku gereğince, boşanmayla resmi nikâhı biten kadın veya erkeğe varsa vefat etmiş ana-babası üzerinden yetim aylığı bağlanabileceği gibi eğer ilk evliliği varsa ve ilk eşi vefat etmişse onun üzerinden dul aylığı alma hakkı ortaya çıkmaktadır. Boşanan kadın veya erkek boşanma tarihinden sonra SGK’ya müracaat ederse kendisine dul veya yetim aylığı bağlanır.

SADECE YETİM AYLIĞI KESİLİR 
Sosyal güvenlik mevzuatında daha önce hiç yokken “Sosyal Güvenlik Reformu” ile yeni bir olay daha literatüre eklenmiştir. 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlıklı 56’ncı maddesinin son fıkrasına göre, “...Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır” hükmü getirilmiştir. Ancak bu kural sadece SSK ve Bağ-Kur’dan yetim aylığı alan kadınlar için geçerlidir. Aynı kadın bir başka erkekle aynı evde yaşamaya devam ederse aylığın kesilme riski yoktur. Çünkü, kanun sadece boşandığı eşiyle birlikte yaşaması halinde dul-yetim aylığının kesilmesini öngörmektedir.