Elektronik Ticaretin Vergilendirilmesi

Dünyadaki vergi sistemleri şekli ne olursa olsun ticareti vergilendirmek üzere şekillendirilmişlerdir. Ticaretin diğer yollar yerine internet üzeriden, ATM'lerden, telefonlardan veya diğer elektronik ticaret araçlarıyla yapılmasında vergilendirme açısından herhangi bir farkı yaratmayacaktır. Hatta ABD'de bu konuda yapılan tartışmada da aynı sonuca varılmış ve Texas Mahkemesi'nin verdiği bir kararda, online hizmeti veren Reuter'in, bu faaliyetinden dolayı vergilendirileceğine karar verilmiştir.
Elektronik ortamda yapılan ticarette, sistemin ülke sınırlarını aşan özelliği nedeniyle, hangi devlet tarafından ve hangi devlet hukukuna göre vergilendirileceği akla gelmektedir ve çözüm bekleyen en temel sorunlardan biridir. Çünkü iki ülkenin de ayrı ayrı vergi alma istekleri, uluslar arası ticarette istenmeyen bir durum olan, çifte vergilendirme olgusu ile işletmeyi karşı karşıya getirebilmektedir. Bu bölümde, elektronik ticaretin tüm zorluklara, çözümsüzlüklere rağmen elde ki imkânlar ile nasıl çözülebileceği, nasıl vergilendirilebileceğini ve gelişen çözüm yollarını göreceğiz.

B. VERGİ TEORİSİNE GENEL BAKIŞ

Vergilendirme yetkisi ancak egemenliğin uzandığı noktaya kadar uzanabilen, egemenlik ile aynı zamanda ve yerde var olan, egemenliği doğal olarak takip eden, fakat aynı zamanda egemenlik ile sınırlı olabilen bir yetkidir. Devlet vergilendirme yetkisini ancak ülkesel ve kişisel egemenliği altında bulunan vergi konuları ve vergi yükümlüleri üzerinde kullanabilir.

Devletin, yükümlünün sadece ülke için kaynaklarından elde ettiği gelirlerden, ülke içinde bulunan mallardan ve işlemlerden vergi almasına kaynak ilkesi, kaynağının nereden elde edildiğine bakılmaksızın, tüm dünya çapında gerçekleşen gelirlerden, bulunan mallardan (ister ülke içinde, ister ülke dışında olsun) vergi almasına ikametgâh ilkesi denir.

Devletin vergilendirme yetkisinin sınırlarını çizen ve kendi vergi kanunlarının uygulama alanını gösteren kurallar bağlama kuralı olarak ifade edilir. Örneğin devletin, ikametgâh ilkesini mi, kaynak ilkesini mi yoksa her ikisinden oluşturulabilecek farklı bir düzenlemeyle mi vergilendirmeye gideceği ülkelerin çizdikleri bağlama noktaları ile belirlenmektedir. (Yaltı, 2003)

Türk vergi sistemine göre vergileri; vergilendirilen ekonomik kaynağa göre ayrıma tuttuğumuzda üçlü bir ayrıma ulaşırız: Gelir üzerinden alınan vergiler, servetten alınan vergiler ve harcamalardan alınan vergiler. (Kırçova ve Öztürk, 2000)

Gelir üzerinden alınan vergiler: Gelir vergisi ve kurumlar vergisi Servetten alınan vergiler: Emlâk vergisi veraset ve intikal vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi Gider üzerinden alınan vergiler: Katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve taşıt alım vergisi (Kırçova ve Öztürk, 2000 )

C.ELEKTRONİK TİCARETİN VERGİ POLİTİKALARI ÜZERİNE ETKİLERİ

Elektronik Ticaretin mevcut yapısına bakıldığında gelişme aşamasında karşılaşılabilecek en büyük sorunlardan biri olarak vergilendirme gerçeği yatmaktadır. Elektronik Ticaretin yaygın kullanılırlığının başlıca sebebi olarak, yukarıda da bahsedildiği gibi maliyet unsurlarının düşüklüğü kadar, bazı ülkelerin (Örnek,: ABD) mevcut vergi politikalarında sanal ortamda gerçekleştirilen ticaretten vergi almaması yatmaktadır. Ancak e-ticaretin, tahmin edilenin aksine işletmeler için cazip bir pazarlama, tanıtım, satış aracı olmaya başlaması, bu ülkelerin zamanla e-ticaret işlemlerinden de vergi alma istemine sebebiyet vermiştir. (Ceran ve Çiçek, 2007)

Ülkelerin internetten ticarette vergilendirme politikalarında birlikte çalışmaları da sistemin yapısı itibariyle zorunlu bir kavram haline gelmiştir. Çünkü ülkeler dijital ticaret hacminin genişliğine bakarak, işletmelerin vergiden kaçırmasına izin vermeyecekleri ve vergilendirmeyi de uluslar arası boyutta diğer ülkeler ile yakın ilişkiler kurmaksızın gerçekleştiremeyecekleri aşikârdır. (Paris, 2003)

Çalışmanın içerisinde E-ticaret'in vergilendirilmesin de ülkelerin ortak stratejileri ve birliktelikleri ayrı bir başlık altında incelenecektir.

Elektronik ticaret uluslar arası ticaretin, özellikle hizmet ticaretinin yapısını değiştirebilecek potansiyele sahiptir. Bu potansiyel yukarıda da belirttiğimiz gibi, dünya devletlerini elektronik ticaretten elde edilecek vergi gelirlerini çözüme bağlamaya teşvik etmektedir.

Devletler, vergilendirmeyi ulusal güvenlik meselesi olarak görmekte ve doğal olarak hiçbiri kendi mükelleflerini diğer ülkelerle paylaşmak istememektedir. Global piyasalarda transfer fiyatları ile hangi ülkede ne miktarda vergi ödeneceğinin firmanın toplam vergi yükünü en aza indirecek şekilde ayarlanması mümkün olmaktadır. Vergi matrahlarının belirlenmesinin, coğrafi anlamda değişken olması, yatırım, finansman ve diğer iş kararlarının da ülkeler arasında vergi farklılıklarına duyarlı hale gelmesine yol açmaktadır. İnternet ortamında, bir kişinin hiçbir ilişkisinin bulunmadığı bir ülkeyi adres olarak göstermesi, başka marka ve firmaya ait unvan ve markaları kullanması mümkün olup bunun uygulamalarına da sıkça rastlanmaktadır. İnternet ortamında işlemin yapıldığı yerin tespiti neredeyse mümkün olmadığından, firmalar vergi matrahının dolayısıyla ödenecek verginin daha düşük olacağı bir ülkeyi adres göstererek tasarruf etmeleri mümkün hale gelmektedir.

Çünkü işletmelerin internet ortamında yapacakları bu tür bir uygulamayı denetleyebilecek bir sistem de mevcut teknolojide söz konusu değildir. Aynı zamanda, uluslar arası ticaret yapan firmaların, boyutlarını küçülterek veya küçültülmüş göstererek, sayılarını arttırmaları (bir firmanın birden fazla ülkede ana merkeze, satış departmanına, depolama ünitesine, dağıtım kanalına sahip olması) söz konusudur. Bu durum çok sayıda mükellef ve çok sayıda işlem demek olup, vergi idarelerinin iş yükünün artmasına ve vergi denetiminin etkinliğini önemli ölçüde yitirmesine sebebiyet verecektir. Elektronik ortamda işlem yapılabilirliği tespit edilebilse de, işlem hacminin tespiti son derece güç bir yapıya sahip olacaktır. Elektronik ortamda, aracılara olan ihtiyaç kısmen azaldığı için, beyanların doğruluğunun teyidinde kullanılacak bilgi kaynaklarını da ortadan kaldıracaktır. Tabi internet ortamında gerçekleştirilecek işlemlerin çok büyük bir bölümünün, bilgi kaynaklarını da ortadan kaldırmaktadır. Çünkü vergi idarelerinin bilgi isteme yetkileri ülke sınırları içinde geçerlidir. Tüm bu unsurların bir sonucu olarak vergi idarelerinin ciddi vergi kayıp ve kaçağı riski ile karşı karşıya kalacakları tahmin etmek güç olmayacaktır. (Demir, bt )

ELEKTRONİK TİCARET VE VERGİNİN KÜRESELLEŞMESİ

Küreselleşmenin genişlemesi, yayılması ve etkinliğinin de artışı ile müşterilerine daha kaliteli hizmeti, mevcut sistemden daha hızlı gerçekleştirmek isteyen işletmelerin Elektronik Ticaret'in konseptinden yararlanma isteklerinin bir sonucu olarak, devletler birliktelikler kurarak yeni vergilendirme sistemi oturtmaya çalışmaktadırlar. Yeni bir küresel vergilendirme sistemine ihtiyaç duyulmasını 4 ana başlık altında incelememiz gerekmektedir, (1) Mevcut potansiyeli ile elektronik ticaret gelecekte gelişmeye devam edecektir; (2) mevcut vergilendirme sisteminde ki boşluklar, gelişen bu sistemin artından tartışılmaya başlanmıştır; (3) ulusal hükümetlerde er ya da geç dijital ticaretin vergilendirmesine ihtiyaç duyacaklardır; (4) uluslar arası boyuta sahip olan elektronik ticaret ulusal hükümetler ile çözülemeyeceği gibi, ciddi şekilde ulusal koordinasyona ihtiyaç duyacaktır. Aşağıda bu başlıkları biraz daha geniş bir biçimde inceleyeceğiz. (Paris, 2003)

Uluslararası Alanda E- ticaretin büyümeye devam etmesi

Bu bölümde elektronik ticaret kavramının genişlemesini bazı sayısal veriler kullanarak inceleyeceğiz ve vergilendirme kavramının niçin ciddi bir sorun olmaya başladığını anlamaya çalışacağız.

1990'lı yılların başında, internet kullanıcılığının yaygın olmamasından ötürü 0 dolaylarında olan elektronik ticaret hacmi 2000 yılının başında dünya çapında 657 milyar dolar seviyelerine çıkmıştır. Yine 2001 yılında finansal resesyon içerisinde bulunan ABD hükümetinde 3.3 dolaylarında büyüme gösteren normal ticarete kıyasla elektronik ticaret 19.3 dolaylarında büyüme göstermiştir.(Paris, 2003)

Grafik 1. Elektronik Ticaretin 2000 Yılı İtibariyle Büyüme İvmeleri

ABD Ticaret Bakanlığı'ndan alınan yukarıda ki tabloda da görüleceği gibi her yıl git gide artan elektronik ticaret hacmi 2009 yılının ikinci çeyreğinde 32.4 milyar dolar civarında gerçekleştiği görülmektedir ve bu veri aynı yılın ilk çeyreğine göre %2.2 civarında artış göstermiştir. Kısaca git gide artan elektronik ticaret hacminin ekonomik krizlerden dahi etkilenmemesi ve sürekli artış gösteren bir ivmeye sahip olması ABD hükümetini tarafından başlangıçta vergi alınmasına gerek duyulmayan bir sistem olmaktan çıkarıp, büyük bir kazanç kapısı olarak görülmeye başlanmıştır.

Mevcut Vergilendirme Sisteminde ki Boşluklar

Halan daha ülkelerin mevcut vergi sistemleri ve vergi kanunları sınırlar içerisinde gerçekleştirilebilecek ticareti kapsamakta, sınırlar arası ticari işlemlerin vergilendirilmesi ise ülkeler arası bazı anlaşmalara dayandırılmaktadır. Bununla beraber elektronik ticaret kavramının sınır kavramını tamamen aştığı ve müşterinin serverlar aracılığıyla uzaktan bölgesel iletişim kurabildiği görülebilmektedir. Bu sebepten ötürüdür ki, uluslar arası düzeyde çok hızlı bir biçimde gerçekleşen elektronik ticaret işlemlerinin vergisinin bir bölgeye yerleştirilerek alınması fiziksel olarak mümkün olmayacağı gibi mevcut yasaların da bunu takip etmek de oldukça zorlanacağı aşikârdır ve bu sorun uluslar arası vergilendirme kavramına olan ihtiyacı açıkça göstermektedir. (Paris, 2003)

Elektronik Ticaret'in işleyişini ve kompleks yapısını bir örnek ile anlamaya çalışalım. Merkez yönetimi A ülkesi olan bir firma, müşterilerin taleplerini internet yoluyla B ülkesinden kabul edilmekte, ürünlerin satışı C ülkesinde gerçekleştirilmektedir. Ürünler ise E ülkesinde depolanmaktadır. Örneği daha da açıklayıcı yapabilmek için müşterinin de tamamen farklı bir D ülkesinde bulunduğunu düşünelim. Müşteri D ülkesinden internet aracılığı ile ürünü talep ederken, server zinciri vasıtasıyla müşterinin talebi öncelikle, B ülkesinde ki sisteme düşüyor. B ülkesi gelen talebi C ülkesinde ki satış departmanına aktarıyor. Satış departmanı gerekli işlemleri gerçekleştirdikten sonra ürünü direkt olarak E ülkesinde yer alan deposundan aldırıyor ve D ülkesinde yer alan müşteriye gönderiyor. Eğer talep edilen ürün sayılabilecek bir ürün ise, satış bu şekilde gerçekleşecektir. Eğer ki elektronik bilgi işlem (bilgisayar yazılımı gibi) ürünü ise tüketiciye direkt olarak elektronik yollar ile aktarım gerçekleştirilecek veya tüketici ürünü direkt olarak firmanın internet satış noktası olan bir bölgeden ürünü temin edebilecektir. (Paris, 2003)

Örnek sistemin karmaşasını açık bir şekilde ortaya koymaya yetmektedir. Verilen örnek ne kadar hayal ürünü olsa da elektronik ticaretin gerçek işleyişinden çok da uzak değildir. Ortada bir gelir olduğunu göz önünde bulundurursak, gelirin kaynağının neresi olduğu tahmin etmeye çalışalım. Şirketin ana merkezi olan A ülkesi mı, şirketin web sitesinin bulunduğu ve ana işlevi gören B ülkesi mi satışın gerçekleştiği C, ürünün talep edildiği D , yoksa ürünlerini ülkesinde depolatmaya izin veren E ülkelerinden birimidir? Mevcut sisteme bakıldığında, şirketin devamlı bulunduğu veya işletmenin sabit ticaretini yaptığı ülkenin gelirden vergi alması gerekmektedir. Ama burada ki esas problem şudur ki, D ülkesinden gelen gelir hangi ülkeye gitti veya ne kadar dağıtıldı? Gelirin doğrudan, A ülkesine gitmiş olduğu ile ilgili hiçbir kanıt olmadığı gibi, şirketlerin sabit bir işletme noktası hiçbir ülkede yer almayabilme olasılığı da elektronik ticarette sıkça karşılaşılabilen bir sorundur (Paris, 2003).

Ulusal Devletlerin Vergi Talepleri ve Uluslar arası Çözüm İsteği

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ulusal devletler elektronik ticaretin vergilendirilmesine başta önem vermemişlerdir. Akabinde ki çalışmalar sonucunda, sektörün genişliğini ve büyüklüğünü gören tüm ulusal devletler, hizmetten vergi talep etmeye başlamışlar ve pastada ki paydan kendilerine düşeni almak istemeye başlamışlardır. Bu durumda elektronik ticaretin vergisel boyutunun Uluslar arası ortama yayılmasına ve çözüm önerilerinin OECD önderliğinde yapılmasına üye ülkeler ve üye olmayan ülkeler geniş çaplı olarak katılım sağlamışlardır.

E-ticaret Firmaları

  • Platin
  • Wolwox
  • Ticimax
  • Nora Medya